“Türkiye’de müteahhit enflasyonu var” 

yazar:

kategori:

Belarus MÜSİ̇AD Başkanlığı görevini üstlenen Sivaslı genç işadamı Mikail Çalışkan’la hem endüstriyel zemin kaplama sektörünü hem de Türkiye ekonomisini konuştuk 

İpekyolu Dergisi: Mikail bey siz Sivaslı bir işadamısınız. Mikail Çalışkan kimdir? İş hayatınıza başlangıç süreciniz nasıl oldu?

Mikail Çalışkan: 1981 Sivas doğumluyum. 1987 yılında İstanbul’a geldik. Yaklaşık 31-32 yıldır İstanbul’dayım. İlk, orta ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladım. . Daha sonra nasip oldu üniversiteyi memleketimde okudum. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. 2003 yılında üniversiteden mezun oldum. Bizim iş hayatına girişimiz biraz farklı oldu. Benim babam eski bir inşaat ustası. Biz okul hayatımız boyunca hafta sonları ve yaz tatillerinde babamızla birlikte inşaatlara giderdik. Babamız yanında götürürdü biz de bünyemizin elverdiği hizmetleri babamızla yapmaya çalışırdık. Bu şekilde üniversite yıllarına kadar devam etti. Üniversiteye girdikten sonra artık ara vermek zorunda kaldık. Ama üniversitede yıl sonlarında yine babamızın yanında bu kez biraz daha bilgili olarak çalışıyorduk. Daha sonra üniversite bitti ve üniversite bittikten sonra ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Aslında öncesinde düşünmeye başlamıştım ama üniversite bittikten sonra bir adım atmamız gerektiğini düşündüm. 

2003’TE DİLİGENT İNŞAATI KURDUK 

İki kardeşimle birlikte babamızın yapmış olduğu işi biraz daha geliştirerek ve genişleterek bir şirket kuralım istedik. Birlikte 2003 yılında Diligent İnşaatı kurduk. Diligent İnşaat olarak biz endüstriyel zemin kaplamaları alanında faaliyet göstermeye başladık. Tabii 2003 yılında inşaat sektörünün biraz da sıkıntılı olduğu dönemlerde, yeni yeni kendini toparlamaya başladığı bu dönemlerde atmış olduğumuz bu adımda biraz sıkıntılar yaşadık. Ama gerek babamızın zamanında bize vermiş olduğu tecrübeler, gerekse bizim eğitimimizle çevre faktörünü değerlendirmemiz neticesinde oluşturduğumuz tecrübe ile bunu harmanlayınca ortaya güzel bir birliktelik çıktı. Güzel bir şirket oluşturduk ve bu günlere geldik. 

ENDÜSTRİYEL ZEMİN KAPLAMALARI YAPIYORUZ 

İpekyolu Dergisi: Diligent İnşaat olarak yaptığınız faaliyetlerden bahseder misiniz? Hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?

Mikail Çalışkan: Biz endüstriyel zemin kaplamaları yapıyoruz. Endüstriyel zemin kaplamaları aslında geniş bir yelpazedir. Biz görmüş olduğunuz alışveriş merkezleri, fabrikalar, havaalanları ve limanlar gibi endüstriyel alanların zemin kaplamalarını yapıyoruz. Endüstriyel beton uygulaması, foksi kaplaması, akrilik uygulama, baskı beton uygulaması gibi çok fonksiyonlu çözümler üretiyoruz. Bu alanda ülkemizin teknolojiyi de yerinde ve iyi şekilde değerlendirerek en önemli firmaları arasına girmiş bulunmaktayız. 

4.5 MİLYON METREKARE ZEMİN KAPLAMASI YAPTIK 

İpekyolu Dergisi: Yurtiçinde yapmış olduğunuz projelerden bahseder misiniz? 

Mikail Çalışkan: Yurtiçinde birçok tanınan firmamızla yakın temas halindeyiz. Örneğin şu anda hali hazırda 3. Havalimanının büyük kısmında ekiplerimiz faaliyet göstermekte. Hundaı otomobil fabrikası, Toyota otomobil fabrikası, Eski Hisar Limanı, Sabiha Gökçen Havalimanı, birçok üniversite ve gazetemizin, alışveriş merkezlerimizin zemin kaplamalarını Diligent inşaat olarak başarılı bir şekilde yapmış bulunmaktayız. Şu ana kadar 2003 ile 2018 bandında yapmış olduğumuz işin toplam m² si 4,5 milyon m²dir. 

BELARUS’TA OFİSİMİZ VAR 

İpekyolu Dergisi: Yurtdışında da faaliyet gösteriyor musunuz? Yurtdışında yaptığınız projeler var mıdır?

Mikail Çalışkan: Tabii yurtdışında da faaliyet gösteriyoruz. Şu an hali hazırda Belarus’da bir ofisimiz var. Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan ve Irak gibi ülkelerde zaman zaman projelerimiz oluyor. Belarus’da faal olarak bir ofisimiz var. Yaklaşık 3-4 yıldır orada faaliyetteyiz. Belarus’un Grondo şehrinde yer alan en büyük alışveriş merkezinin zemin kaplamalarını, yine Belarus’un başkenti Minsk’teki en büyük çok katlı otoparkının zemin kaplamalarını başarılı bir şekilde yürüttük. Yine ufak çaplı işlerimiz devam etmekte. Şu an Türki Cumhuriyetlerle alakalı olsun, Rusya Belarus ile alakalı olsun ciddi yapılanmalarımız var. Faaliyetlerimiz inşallah artarak devam edecek. 

İNŞAAT SEKTÖRÜ SIKINTILI 

İpekyolu Dergisi: Sektörünüzle ilgili neler söylemek istersiniz? Sektörünüzle ilgili eksiklikler var mıdır?

Mikail Çalışkan: Sektörümüzle alakalı öncelikle makro açıdan baktığımızda inşaat sektörünün durumu malumunuz. İnşaat sektörü bundan 4-5 ay kadar önce bazı dış etkenlerin de katkısıyla özellikle bu döviz artışından sonra çok ciddi sıkıntılara girmiş durumda.  Tabii biz de inşaatın yadsınamaz bir parçası olarak oldukça etkilendik. Ama yine de devlet kamu ihalelerinde büyük oranda bir yavaşlama oldu ve bundan sonrası için tedbirlerin arttırılacağı söylendi. Bu izlenim inşaat sektörünü durağan hale getirdi. Ama biz büyük bir devletiz. Bizim yatırımlarımız gerek özelde gerekse kamusal alanda hiçbir zaman bitmez. Devam ediyor ve gidişattan olumlu olması açısından beklentimiz oldukça yüksek. 2019 yılında yavaş yavaş inşallah bu etkileri üzerimizden atacağımızı düşünüyorum. 

İpekyolu Dergisi: Sektörel bazda tavsiyeleriniz var mı? 

Mikail Çalışkan: İnşaat sektörü ile ilgili tavsiyelerimiz şu: herkes inşaat yapmasın. Yanlış hatırlamıyorsam bizdeki müteahhit sayısı firma olarak 300.000 ve yanılmıyorsam Avrupa Birliğinin toplamında bu kadar müteahhit yok. Dolayısıyla bizde müteahhit olabilmenin önünde hiçbir engel yok. İsteyen herhangi bir ofis açıp, inşaat tabelası koyup ben inşaat yapıyorum diye piyasada yer alabiliyor. Devletimizin bununla ilgili ciddi tedbirler alacağını biliyorum. Bununla alakalı çalışmalar olduğunu da biliyorum. İnşallah bu tedbirler alındıktan sonra hakkaniyetli bu işin içerisinde olmak isteyen, bu işe emek veren kişilerin, kurumların piyasada daha iyi yer edineceğine inanıyorum. Bu da piyasanın hem güven anlamında güvenini tazelemiş olacak hem de gelir anlamında insanlarımızın gelir artışına sebep olacak diye düşünüyorum.

İpekyolu Dergisi: Ekonomideki gelişmelerde döviz kurundaki artış ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Mikail Çalışkan: Döviz artışından sonra enflasyonda çok ciddi bir artış olmaya başladı. Bunda doğru olmasındaki kadar yanlış olmasında da da etkili olduğumuzu düşünüyorum. Nasıl? Şöyle açayım: Dövizi direkt bire bir teması olan ürünlerin dışında dövizle hiçbir alakasının bulunmadığı ürünlerde bir artış söz konusu olamaya başladı. Devletimiz bunula alakalı ciddi girişimlerde bulundu ve sonuç almaya da başladık. Bunun etkilerini de yavaş yavaş üzerimizden attığımızı düşünüyorum. Memleketimizi biz düşünmezsek hiç kimse düşünmez. Ben bugün zemin kaplaması yapan bir firmayım. Benim zeminde kullanmış olduğum materyaller beton demir iş gücü ve bunun yanında yapı kimyasallarıyla alakalı beton katkılarımız var. Bunların tamamı dövizden etkilendi. Betonda %25’e yakın bir artış oldu. Demir deseniz keza öyle. İşçilik deseniz bugün 100-150’ye yakın çalışanlarımız var. Bu da demek oluyor ki 500-600 kişinin buradan ekmek yemesi. Çalışanlarımızın market alışverişi % 50 arttı, Elektriği %50 arttı, doğalgazı artacak. Dolayısıyla bunlar sizden zam bekleyecek. Biz de buna mecburuz. Bu insanların yaşam standartlarını belli bir seviyede tutmak ve üzerine çıkmak için bir anlamda işverenler olarak mükellefiz. Ben inşallah bunun düzeleceğini ümit ediyorum. İlerleyen zamanda 2019 ile birlikte artık dövizin de yerine oturacağını artık enflasyonun istenilenler düzeyine düşeceğini ümit ediyorum. 

İpekyolu Dergisi: Hem sektörel hem ekonomi bazında 2018’i değerlendirir misiniz?

Mikail Çalışkan: Ekonomik olarak 2018 açıkçası ilk 6 ay için olumlu bir seyir halindeydi. Sonraki 6 ayda malumunuz olan gelişmelerden sonra inanılmaz bir dar boğaz oluştu. İnsanlar ne oluyor gibisinden düşünceye kapıldılar. Ben burada yöneticilerimizin durumu iyi idare ettiklerini düşünüyorum. İnsanların gerek firmalara teklifle alakalı gerekse pisikolojikrahatlıkları ile alakalı iyi bir süreç yürüttüğünü düşünüyorum. İnşallah özel sektöre vermiş oldukları, açıkladıkları teşviklerle bu aşamadan sonra ekonominin daha da düzeleceğini ümit ediyorum.

2019 HEDEFLERİ 

İpekyolu Dergisi: 2019 hedefleriniz nelerdir?

Mikail Çalışkan: Firmasal olarak nasip olursa 2019’da yurtdışına ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Şu an biraz önce de sözüne ettiğim ülkelerde yapılanma faaliyetlerimizi başlattık. Yurtdışı ağırlıklı olarak çalışmayı daha uygun görüyoruz.  Tabii yurtiçini hiçbir zaman kaybetmeden. 

İpekyolu Dergisi: Sizce sektörünüzün ve Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?

Mikail Çalışkan: Niteliksiz işverenler diyebilirim. Müsaade buyurursanız şöyle bir açıklama yapmak isterim. Örnek vermek isterim. Bir tane testi yapan usta yanına bir çırak alıyor ve çırağı yanında yetiştiriyor. Testiyi fırına sürüyorlar. Fırından çıkartıyorlar. Usta sadece testiyi fırından çıkartma aşamasından sonra devreye giriyor. Diğer işlemlerin hepsini çırak tamamen kendisi yapıyor. Çırak kendi kendisine düşünüyor. Zaten her şeyi ben yapıyorum. Usta sadece fırından alıp masanın üzerine bırakıyor. Ben usta oldum diyor. Çıkacağım ve kendi işimi yapacağım. Usta diyor ki henüz pişmedin evlat biraz sabret. Çırak diyor ki:” yok ben bu işi öğrendim ayrılacağım”. Ve çırak gidiyor ustanın karşı mahallesinden sokağından bir dükkan açıyor. Yalnız testiyi çok güzel yapıyor. Her şey on numara her şey müthiş. Ama testiyi fırından çıkarıyor masanın üzerine koyuyor 10 dakika sonra testi yere yığılıyor. Nasıl olur bir olur, üç olur, beş olur çırak ustasının yanına gidiyor. Ustasına diyor ki: ”usta nasıl olur ben her şeyi aynı yapıyorum. Hiçbir fark yok. Seninle ne yapıyorsak aynısını yapıyorum. Sen bana pişmedin dedin ve gerçekten de bu testi olmuyor. Bu işin ilmi nedir?” Usta diyor ki:” Evlat fırından ben testiyi alırdım masaya bırakacağım zaman aldığımda üfleyerek bırakırdım.” Yani demem o ki işinizde başarılı olabilmek için 1- işinizi tam anlamıyla bilmelisiniz. 2- İşinizin teknolojik açıdan gelişimine önem vermelisiniz. ARGE çalışmalarını yapmalısınız, İşçi sağlığını düşünmelisiniz. Bunların hepsi geniş bir yelpazenin süreçleri. Bunların hepsini bir arada tutmanız gerekir ki bugün baktığınızda sorunun ana özüne gelmek istediğim nokta şuydu:” İşimizi düzgün yapalım.” Bugün Avrupa’da ne diyoruz bazı noktalarda üretim anlamında, tesis anlamında, makineleşme anlamında Avrupa’nın gerisindeyiz. Evet gerisindeyiz. Teknolojiyi kullanmıyoruz. Olan teknolojiyi de kullanmıyoruz. Üretim bir yere kadar diyelim işimizde olan teknoloji yerine daha çok insan gücüne ve insan istihdamına dayalı işleri tercih ediyoruz ki bu da hem bir yavaşlama getiriyor hem de işimizi çok düzgün yapmamıza engel oluyor diye düşünüyorum. 

TÜRK BİRLİĞİ 

İpekyolu Dergisi: Türk Dünyası ve Türk Birliği hakkında neler düşünüyorsunuz? Neler söylemek istersiniz?

Mikail Çalışkan: Türk Dünyası denildiği zaman medya ayağında aklımıza ilk gelen isim çok kıymetli Seyfullah Türksoy’dur. Türk Dünyasının gelişiminde son gelinen noktanın iyi olduğunu düşünüyorum. Türki Cumhuriyetlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın da liderliğinde çok ciddi adımlar atıldığını görmek bizleri mutlu ediyor. Tabii Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türklüğün en büyük yapıtaşıdır. Türklüğün ağabeyisi konumundaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne kadar büyür ve ne kadar gelişirse Türki Cumhuriyetlerindeki kardeşlerimiz de aynı oranda gelişecektir diye düşünüyorum.

İpekyolu Dergisi: Hem ekonomi, hem sektörel hem de Türkiye olarak gelecekten ümit var mısınız? 

Mikail Çalışkan: Türkiye bazında baktığımız zaman oldukça ümitliyim. Türkiye’nin son 15-20 yılına baktığımız zaman Türkiye’nin her geçen gün, her geçen yıl bir adım daha yükseldiğini ve ileri gittiğini görüyoruz. Ben inşaat sektöründe yer alan bir işadamı olarak bu sürecin 3-4 yılda daha da hızlandığını fark ediyorum. Ben bu aşamadan sonra 2019 yılında son yaşamış olduğumuz sıkıntıları atlattıktan sonra bunun büyük bir ivme kazanacağını ümit ediyorum.

FUTBOLLA YAKINDAN İLGİLİYİM 

İpekyolu Dergisi: Mikail Çalışkan Özel hayatında nasıl biridir?  Siz biraz yakından tanıyabilir miyiz?

Mikail Çalışkan: Maalesef işlerimizin yoğunluğu gereği fazla sosyalleşemiyoruz. Sadece futbolla yakından alakalıyım. Beşiktaş aşığıyım. Aslında çok farklı bir yaşantımız yok. Sabah 08:30’da işimize geliyoruz. Akşam işimizi bitirince eve gidiyoruz. Ben aileye çok önem veriyorum. 10 yaşında, 8 yaşında ve 2 yaşında 3 tane oğlum var. Onlarla ilgilenmeye çalışıyorum. Hafta sonlarımı ağırlıklı olarak onlara ayırmaya çalışıyorum. Malumunuz işimiz gereği yurtdışı yurtiçi seyahatlerimiz çok oluyor. Ondan arta kalan zamanımı ben ağırlıklı olarak aileme ve ikinci ailem olan Beşiktaş’a ayırmaya çalışıyorum. 

İpekyolu Dergisi: Mikail bey size enlerinizi sormak istiyorum. En sevdiğiniz şehir neresi? En sevdiğiniz ülke, en sevdiğiniz işadamı ve en sevdiğiniz lider kimdir?

Mikail Çalışkan: En sevdiğim lider mekânı cennet olsun Muhsin Yazıcıoğlu’ydu. Muhsin Yazıcıoğlu memleketimize inanılmaz faydaları dokunmuş, yaşadığı dönemde çok fazla bilinmemiş bir siyasetçimizdi. Allah rahmet eylesin. Ama ben şu an mevcuttaki siyasetçilerimizin de iyi olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız şimdiki yeni Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemiz için yapmış olduğu fedakârlıkları, yapmış olduğu hizmetleri asla yadsıyamayız. Devlet Bahçeli çok iyi ve doğru bir devlet adamıdır. Kendisine saygı duyuyoruz. Kendisini çok beğeniyorum. İşadamı olarak açıkçası Mehmet Nazif Günal’ı çok beğeniyorum. Duruşunu çok beğeniyorum. Kendileri ile de çalışma imkânımız oldu. Yapmış oldukları hizmetleri kendi dönemimde birebir gördüğümden dolayı bunu söylüyorum. Tutarlı ve müthiş bir işadamı. Kendisini çok beğeniyorum. En sevdiğim ülke tabii ki memleketimiz. Türkiye Cumhuriyetinden daha güzel bir ülke görmedim. Birçok ülkeye gittim. Tırnak içerisinde Azerbaycan’ın kalbimizde özel bir yeri vardır. Şehir olarak İstanbul metropol bir şehir. İstanbul tüm dünyanın gözbebeği olan bir şehir. Ama parantez içerisinde Belarus’un başkenti Minsk’i de çok beğendiğimi ifade etmek isterim. 

İpekyolu dergisi: En sevdiğiniz futbol takımı diye soracağım ama az önce ifade ettiniz. Aktif olarak da yönetimde yer alıyor musunuz?

Mikail Çalışkan: Açıkçası aktif olarak yer almıyorum. Buna zaman ayıracak durumda değilim. Arkadaşlardan davetler geliyor ama şu an için şu aşamada zaman ayıramam diye düşünüyorum. Sadece iyi bir taraftar olduğum için, taraftarın yapması gerekenlerin neler olduğunu bildiğim için İstanbul’da olduğum dönemlerde maçlarına gidiyorum. Çocuklarımla sık sık kartal yuvalarına uğruyoruz. Onun dışında çok içerisinde yer alan birisi değilim. 

İpekyolu Dergisi: Mikail bey vermiş olduğunuz değerli bilgilerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. 

Mikail Çalışkan: Ben teşekkür ederim.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir